Aim: The purpose of this retrospective study was to evaluate the clinicopathological features of 64 patients with keratocystic odontogenic tumor (KCOT). Materials and Methods: The patients ranged in age at the time of diagnosis from 8 to 74 years (mean: 38.20 ± 16.71). Postoperative follow-up period was 3-8 years (mean time 4.76 ± 1.10). This research was carried out on panoramic radiographs and histopathological samples. Data such as gender, age, treatment methods, location of the tumor, presence of impacted teeth and its histological features were subjected to descriptive statistical analyses with the statistical software program. Results: Of the 64 analyzed cases of KCOT, 68.8% of them were men and 31.2% were females (male-to-female ratio was 2.2:1). It was observed that KCOT peaked in the third and fifth decade of life (23.4%-20.3%). The incidence of KCOT was higher in the mandible than in the maxilla (76.6%-23.4%). There was recurrence in nine out of 64 subjects (14.1%) in the follow-up period. The recurrence was more often found in posterior mandible. It is noteworthy that in 9 recurrent subjects, 7 lesions were parakeratotic and 4 lesions were associated with daughter cysts. Conclusion: Although there are several studies about KCOT in the literature, the choice of treatment modalities remains controversial. In recurrent subjects, more aggressive therapy approaches should be considered. Periodic controls and aggressive treatment approaches may be effective in the prevention of recurrences.
Amaç: Bu retrospektif çalışma da, keratokistik odontojenik tümör (KOT) tanısı konmuş 64 hastanın klinikopatolojik özelliklerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Hastaların yaş aralığı 8 ile 74 yaş aralığında değişiklik gösteriyordu (ortalama: 38.20±16.71). Postoperatif takip süresi 3 ile 8 yıl arasındaydı (ortalama: 4.76±1.10). Çalışmada panoromik radyografiler ve histopatolojik örnekler değerlendirildi. Cinsiyet, yaş, tedavi yöntemleri, tümörün lokalizasyonu, gömülü diş varlığı ve tümörün histolojik özellikleri gibi veriler istatistiksel yazılım programı yardımı ile tanımlayıcı istatistiksel analizlere tabi tutuldu. Bulgular: 64 KOT vakası incelendiğinde olguların%68.8'ini erkekler %31.2‘sini ise kadınlar oluşturuyordu (kadın/erkek oranı 1:2.2). KOT'un hayatın üçüncü ve beşinci on yılı içinde pik yaptığı bulundu (%23.4-%20.3). KOT insidansı mandibulada maksillaya oranla daha yüksekti (% 76.6-% 23.4). Takip sürecinde 64 vakanın 9 tanesinin (%14.1) nüks ettiği tespit edildi. Nüks vakalarının büyük çoğunluğu posterior mandibulada tespit edildi. Dikkat çekici şekilde 9 nüks vakasının 7'si parakeratotik tipte olup 4 tanesi daughter kist ile ilkişkiliydi. Sonuç: Literatürde KOT ile ilgili birçok çalışma olmasına rağmen tedavi stratejilerinin seçimi halan tartışmalıdır. Rekürrens gösteren vakalarda daha agresif tedavi yöntemlerin seçimi gerekmektedir. Periodik kontroller ve agresif tedavi yaklaşımları rekürrensin önlenmesinde etkili olabilir.
Other ID | JA97CE95VV |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 1, 2015 |
Submission Date | June 1, 2015 |
Published in Issue | Year 2015 |