Aim: This study aimed to investigate the relationship between some demographic and clinical factors and survival in patients with gastric cancer.
Materials and Methods: We retrospectively evaluated the records of 252 gastric cancer patients followed up in the medical oncology department between 01.01.2016 and 10.01.2020. Gastric lymphoma, gastrointestinal stromal tumor, and neuroendocrine tumor were excluded. Factors evaluated in the study included age, sex, urban/non-urban residence, admitting complaints, smoking history, Eastern Cooperative Oncology Group (ECOG) score, stage at diagnosis, histological subtype, surgical history, tumor location, grade, diameter and macroscopic view of tumor, metastatic lymph node ratio, chemotherapy regimens, febrile neutropenia, post-chemotherapy radiological reports, chemoradiotherapy (CRT) history and survival after diagnosis.
Results: Mean overall survival (OS) time was significantly shorter in patients with weight loss (p<0.001), high ECOG score (p<0.001), radiological progression (p<0.001), advanced cancer stage (p<0.001) and tumor grade (p=0.024). Mean OS was longer in patients who received chemotherapy compared to those who did not at stage 4 (p<0.001). Mean OS was significantly longer in patients who underwent gastrectomy and received adjuvant CRT compared to those who did not (p<0.001). Mean OS was shorter in patients with a metastatic lymph node ratio over 30% (p<0.001) and those with tumor diameter larger than 3 cm (p=0.02).
Conclusion: In this study, survival time was associated with advanced stage, ECOG score, weight loss, radiological progression, high tumor grade, history of gastrectomy and adjuvant CRT, metastatic lymph node ratio >30%, tumor diameter >3 cm and presence of palliative chemotherapy in terminal patients.
Amaç: Bu çalışmada, mide kanserine yönelik çok sayıda demografik özellik ve klinik faktörün sağkalıma etkisini araştırmayı hedefledik.
Gereç ve Yöntem: 01.01.2016-10.01.2020 tarihleri arasında takip edilen, mide kanseri tanılı 252 hastanın kayıtları retrospektif olarak değerlendirildi. Mide lenfoması, gastrointestinal stromal tümör ve nöroendokrin tümör tanılı hastalar çalışmaya alınmadı. Tanıdaki yaş, tanı tarihi, cinsiyet, kırsalda ya da şehirde ikamet özellikleri, tanı sonrası yaşam süreleri, başvuru yakınması, sigara öyküsü, Eastern Cooperative Oncology Group (ECOG) performans skoru, tanıdaki evre, histolojik alt tip, operasyon öyküsü ve tipi, tümöre ait grade ve çap, makroskobik tümör görüntüsü ve lokalizasyonu, metastatik lenf nodu yüzdesi, kemoterapi (KT) protokolleri, febril nötropeni, KT sonrası kontrol PET-BT raporları ve kemoradyoterapi (KRT) öyküsü gibi faktörler değerlendirildi.
Bulgular: Kilo kaybı (p<0,001), yüksek ECOG skoru (p<0,001), kontrol PET-BT’de progresyon (p<0,001), ileri evre (p<0,001), yüksek grade tümör (p=0,024) varlığında ortalama genel sağkalım (GSK) süresi anlamlı oranda kısaydı.
Gastrektomi ve adjuvan KRT varlığında GSK süreleri daha uzundu (p<0,001). Evre 4 hastalıkta; palyatif KT alan hastaların GSK süreleri KT almayanlara göre daha uzundu (p<0,001). Metastatik lenf nodu oranı %30’un üzerinde olanlarda ortalama GSK süresi, anlamlı derecede kısaydı (p<0,001). Tümör çapı 3 cm’den fazla olanlarda GSK süresi daha kısaydı (p=0,02).
Sonuç: Çalışmamızda; evre, ECOG skoru, kilo kaybı yakınması, kontrol PET-BT’de progresyon olması, yüksek evre, gastrektomi öyküsü, metastatik lenf nodu oranının %30’un üzerinde olması, tümör çapının 3 cm’den fazla olması, adjuvan KRT öyküsü, terminal dönem hastalarda palyatif amaçlı da olsa KT varlığının GSK süresi ile ilişkili olduğu saptandı.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 13 Haziran 2022 |
Gönderilme Tarihi | 12 Temmuz 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |