Aim: To evaluate
the role of Fractional anisotropy (FA) values obtained from diffusion tensor
magnetic resonance imaging (DTI) in the differentiation and grading of brain
tumors.
Materials and Methods: This study examined the conventional and diffusion
tensor MR imaging findings of twenty-seven patients diagnosed with brain tumors
between 2008 and 2010. Patients were divided into four groups based on tumor
types; meningiomas, low-grade gliomas, high-grade gliomas, and metastases.
Fractional anisotropy (FA) values were then obtained from the solid components
and (if present) peritumoral vasogenic edema of the tumors for each patient by
using the region of interest (ROI) method. Finally, the patient groups were
analyzed in terms of any statistically significant differences.
Results: The FA values obtained from the solid portions and
peritumoral edema of meningiomas were found to be higher than those of all
other groups (p<0.015). Moreover, the FA values of high-grade gliomas were
found to be higher than those of low-grade gliomas (p=0.042). Finally, no statistically significant difference was
observed between high-grade gliomas and metastases in terms of the FA values of
solid components and peritumoral edema.
Conclusion: The determination of FA values among DTI results can
be a useful method for differentiating brain tumors such as
meningioma, low-grade glioma, high-grade glioma, and metastasis, as the
treatment protocols and prognoses of each may differ. Moreover, FA values may
contribute preoperatively to the differentiation of brain tumors in multimodal
brain tumor imaging. It would be useful to use diffusion tensor imaging in
conjunction with conventional MRI in the imaging of brain tumors.
Amaç: Beyin tümörlerinin evrelenmesi ve ayrımında
difüzyon tensör manyetik rezonans görüntüleme ile elde edilen fraksiyonel
anizotropi değerlerinin katkısını araştırmak.
Gereç ve Yöntem: 2008 ve 2010 yılları arasında beyin tümörü
tanısı almış ve bölümümüzde konvansiyonel MRG ve difüzyon tensör görüntüleme
yapılmış 27 olgu retrospektif olarak tarandı. Olgular menenjiom, düşük dereceli
ve yüksek dereceli gliomlar ile metastazlar olmak üzere 4 gruba ayrıldı. Her
olguda tümörün solid komponentinden ve peritümöral ödem barındıranlarda
vazojenik ödem sahasından ROI (region of interest) yöntemi kullanılarak FA
değerleri ölçüldü. Gruplar arasında anlamlı farklılık olup olmadığı
istatistiksel yöntemlerle analiz edildi.
Bulgular: Tüm tümör grupları karşılaştırıldığında;
menenjiomların solid komponentinin ve peritümöral ödeminin FA değeri diğer
gruplara oranla istatistiksel anlamlı olarak yüksek bulundu (p<0.015). Düşük
ve yüksek dereceli gliomlar kıyaslandığında ise yüksek derecelilerin FA değeri
düşük derecelilere göre anlamlı yüksek bulundu (p=0.042). Yüksek dereceli gliom
grubu ile metastazların karşılaştırılmasında ise gerek solid kısımlar arasında
gerekse peritümöral ödem sahasında FA değerlerinde anlamlı farklılık
saptanmadı.
Sonuç: Difüzyon tensör manyetik rezonans
görüntüleme ve kantitatif FA ölçümü tedavi ve prognozu farklılıklar gösteren
menenjiom, metastaz, düşük ve yüksek dereceli glial tümörlerin ayrımında
faydalı bir yöntem olabilir. Beyin tümörlerinin görüntülenmesinde konvansiyonel
MR görüntüleri ile birlikte difüzyon tensor görüntülemenin kullanılması faydalı
olacaktır.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Health Care Administration |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | September 20, 2019 |
Submission Date | June 28, 2018 |
Published in Issue | Year 2019Volume: 58 Issue: 3 |