Introduction: Recognition of occupational diseases is a step towards eliminating/reducing the effect
of harmful factors on the employee, as well as providing the opportunity to protect other employees
and benefit the patient from legal rights. In this study, it was aimed to examine the diagnoses and
working life characteristics of those who applied to the occupational diseases polyclinic of a university
hospital over a six-year period.
Materials and Methods: The workers who applied to the occupational diseases polyclinic of the
university hospital until the end of 2016-2021 constituted the universe of this descriptive study.
Sociodemographic characteristics, work histories and occupational disease diagnoses of the
applicants were evaluated. Data were calculated by number and frequency for variables indicated by
count, and mean ± standard deviation (SD), minimum and maximum values for those indicated by
measurement.
Results: Occupational disease was diagnosed in 62.4% (n=439) of a total of 703 applications. It is
seen that 9.8% of the applicants were women, 67.8% were still working at the time of application,
31.1% started working at the age of child labor, and the highest number of applications were from
workplaces belonging to the cement, soil, glass, ceramics industry (39.9%) and metal sectors (13.8%).
The most commonly diagnosed disease group was musculoskeletal diseases (40.8%), followed by
hearing loss (28.9%) and occupational respiratory system diseases (17.9%).
Conclusion: Recognition and notification of occupational diseases are of great importance in order to
correct the negative conditions in working life and to make arrangements regarding the legal
infrastructure.
Amaç: Meslek hastalıklarının tanınması, zararlı etkenlerin çalışan üzerindeki etkisini ortadan kaldırma/azaltma yönünde bir adım olmasının yanı sıra diğer çalışanları korumaya ve hastanın yasal haklardan faydalanmasına da olanak sağlanmaktadır. Bu çalışmada altı yıllık süre içinde bir üniversite hastanesi meslek hastalıkları polikliniğine başvuranların aldıkları tanılar ve çalışma yaşamına ilişkin özelliklerinin incelenmesi amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Üniversite hastanesinin meslek hastalıkları polikliniğine 2016-2021 yılı sonuna dek başvuran işçiler bu tanımlayıcı çalışmanın evrenini oluşturmuştur. Başvuranların sosyodemografik özellikleri, iş öyküleri ve meslek hastalığı tanıları değerlendirmeye alınmıştır. Veriler, sayımla belirtilen değişkenler için sayı ve frekans ile ölçümle belirtilenler için ise ortalama ± standart sapma (SS), minimum ve maksimum değerler ile hesaplanmıştır.
Bulgular: Toplam 703 başvurunun %62,4’ü (n=439) meslek hastalığı tanısı almıştır. Başvuranların %9,8’inin kadın olduğu, % 67,8’inin başvuru sırasında halen çalıştığı, %31,1’inin çalışmaya çocuk işçilik çağında başladığı, en fazla başvurunun çimento, toprak, cam, seramik sektörü (%39,9) ve metal sektörüne (%13,8) ait iş yerlerinden olduğu görülmektedir. En çok tanı konulan hastalık grubu kas iskelet sistemi hastalıkları (%40,8) olup bunu işitme kaybı (%28,9) ve mesleki solunum sistemi hastalıkları (%17,9) takip etmiştir.
Sonuç: Çalışma yaşamında olumsuz koşulları düzeltmenin ve yasal alt yapıya dair düzenlemelerin yapılabilmesi için meslek hastalıklarının tanınması ve bildirilmesi büyük önem arz etmektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Clinical Sciences (Other) |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 12, 2023 |
Submission Date | April 27, 2022 |
Published in Issue | Year 2023Volume: 62 Issue: 2 |