Background: Lung biopsy is required, when interstisyel lung disease (ILD) can't be diagnosed with radiological research, transbronchial biopsy and bronchoalveoler lavage. In this instance, it comes into question that which biopsy method - videothoracoscopic (VT) or open lung biopsy (OLB) - is suitable for the patient. In this study our experience in lung biopsy via videothoracoscopic and open lung biopsy for ILD patients is presented. Material and method: Fiftyfour patients who underwent lung biopsy via VT and OLB methods for a certain diagnose of ILD in our clinic in the past ten years were reviewed retrospectively. The data regarding age, sex, radiological appearance, number of biopsies, operative time, duration of chest tube, postoperative hospital stay, complications, diagnostic yield and costs were obtained. Results: The mean age and the range of the 35 (%65) female and 19 (%35) male patients in VT and OLB groups were 50.27±13.77 (24-78) and 44.00±13.69 (25-78) respectively. Thirtythree (%61) VT biopsy and 15 OLB was performed while in 6 (%11) VT biopsy patients conversion to OLB was required. Most of the certain diagnosis (%55.55) were nonspesific interstitial fibrosis, bronchiolitis obliterans organizing pneumonia and granulomatous lung disease. Operative time, duration of chest tube and postoperative hospital stay were significantly shorter in VT group (p values 0.004, 0.036, 0.034 respectively). In the cost analyse it was determined that VT was significantly expensive than OLB (p=0.0001). Discussion: In our opinion, in spite of high costs, VT should be the first choice for the diagnosis of ILD, because of it's shorter operative time and postoperative hospital stay and less scar formation. OLB should be prefered for the patients who aren't candidates for VT biopsy.
Giriş: İnterstisyel akciğer hastalıklarında (İAH) radyolojik inceleme, transbronşiyal biyopsi ve bronkoalveoler lavaj yöntemleriyle tanıya ulaşılamadığında akciğer biyopsisi gerekli olabilmektedir. Bu aşamada videotorakoskopik (VT) veya açık cerrahi (AC) yöntemlerinden hangisinin hasta için uygun olacağı gündeme gelmektedir. Bu çalışmada İAH olgularında uyguladığımız VT ve AC yöntemleriyle yapılan akciğer biyopsilerindeki deneyimimiz aktarılmaktadır. Gereç ve yöntem: Kliniğimizde son 10 yıllık süre içinde, İAH'nın kesin tanısını elde etmek amacıyla VT ve AC yöntemleriyle akciğer biyopsisi uygulanan 54 hasta; yaş, cinsiyet, radyolojik görünüm, alınan biyopsi sayısı, operatif süre, göğüs tüpü kalış süresi, postoperatif hastanede kalma süresi, komplikasyonlar, tanı koyma başarısı ve maliyet açısından retrospektif olarak incelendi. Bulgular: Olguların 35'i (%65) kadın, 19'u (%35) erkek olup, yaş ortalaması VT grubunda 50.27±13.77 (24–78), AC grubunda 44.00±13.69 (25–78) idi. VT ile 33 (%61), AC ile 15 (%28) hastadan akciğer biyopsisi alınırken, VT ile işleme başlanıp AC'ye geçilen olgu sayısı 6 (%11) idi. Konulan kesin tanıların çoğunluğunu (%55.55) nonspesifik interstisyel fibrozis, bronşiyolitis obliterans organize pnömoni, granülomatöz akciğer hastalığı oluşturmaktaydı. Operatif süre, göğüs tüpü kalış süresi ve hastanede yatma süresi VT grubunda istatistiksel anlamlılık gösterir tarzda daha kısaydı (p değerleri sırasıyla; 0.004, 0.036, 0.034). Maliyet analizinde ise VT'nin AC'ye göre istatistiksel anlamlılık gösterir düzeyde pahalı bir yöntem olduğu saptandı (p= 0.0001). Tartışma: İAH tanısında, operasyon ve hastanede kalış süresi kısalığı ile daha az skar gelişimi yönünden, yüksek maliyetine karşın VTC'nin ilk seçilmesi gereken yöntem olduğu kanısındayız. Açık biyopsi ise VTC'ye uygun olmayan hastalarda tercih edilmelidir.
Diğer ID | JA98UE39HA |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2008 |
Gönderilme Tarihi | 1 Haziran 2008 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2008Cilt: 47 Sayı: 2 |