Amaç: Bakım veren kişi üzerinde oluşan maddi ve manevi yük; zamanla bakım vereni sosyal, psikolojik ve fiziksel olarak olumsuz etkileyebilmektedir. Bakım veren haline gelme her zaman öngörülemez bir durum olduğundan bu duruma uyum, durum ortaya çıktıktan sonra gerçekleşmektedir. Bu çalışmanın amacı, palyatif bakım ünitesinde yatmakta olan hastaların bakım verenlerinde bakım verenin yükü ile başa çıkma tutumları ve yaşam kalitesinin irdelenmesidir.
hastanın bakım verenleri ile gerçekleştirilmiştir. Bakım veren yükünü belirlemek için Zarit Bakım
Verenin Yükü, yaşam kalitesini belirlemek için SF 36 ve başa çıkma tutumlarını ortaya koymak için
COPE öz bildirim ölçekleri kullanılmış olup ölçekler sosyal hizmet uzmanı eşliğinde doldurulmuştur.
Bulgular: Bakım verenlerde Zarit Bakım veren Yükü ölçeğinin ortalama puanı 50,7 olup orta düzeyde
yük olarak yorumlanmıştır. COPE alt ölçek puanlarından en yüksek puan COPE 7 (Dinî olarak başa
çıkma) (15,7); en düşük puan COPE 12 (4,4) (Madde kullanımı)’dır. Zarit bakım veren yükü ölçeği ile
bakım verenin eğitim durumu arasında negatif yönlü anlamlı korelasyon saptanmıştır (R =-0,291,
p = 0,025).
Sonuç: Bakım veren yükü, bakım sunarken ortaya çıkması olası fiziksel, psikolojik, sosyal veya
finansal tepkiler bütünüdür. Ülkemizde bakım verme işini genellikle kadın, çalışmayan, eğitim seviyesi
düşük aile bireyleri üstlenmektedir. Çalışmamızda kronik ve ağır hastalara bakım vermelerine rağmen
katılımcılar orta derecede yük tanımlamışlardır. Bu durum palyatif bakım merkezlerinde hastaların
tedavisinin yanı sıra bakım verenlerine de tıbbi, sosyal ve psikolojik olarak destek sunulduğunu
göstermektedir.
Aim: The burden of the caregiver can affect the caregiver socially, psychologically and physically in time. Since becoming a caregiver is always an unpredictable situation adaptation to this situation takes place after the situation arises. The aim of this study is to examine the attitudes of coping with caregiver burden and quality of life in caregivers of patients hospitalized in palliative care units.
Materials and Methods: The study was carried out with caregivers of 59 hospitalized patients in the palliative care unit of a university hospital. The Zarit caregiver burden scale was used to determine the caregiver burden, the SF 36 to determine the quality of life, and the COPE self-report scales to reveal the coping attitudes.
Results: The mean score of Zarit caregiver burden scale in caregivers was 50.7 and was interpreted as a moderate burden. The highest score among the COPE subscale scores was COPE 7 (religious coping) (15.7); the lowest score is COPE 12 (4.4) (Substance use). A significant negative correlation is found between the Zarit caregiver burden scale and the education level of the caregiver (R = -0.291, p = 0.025).
Conclusion: Caregiver burden is the totality of possible physical, psychological, social or financial responses while providing care. In our country, mostly women, unemployed and low-educated family members become caregiving. In our study, the participants defined a moderate burden, although they provided care to chronic and severe patients. This indicates that in addition to the treatment of patients in palliative care centers, caregivers are also provided with medical, social and psychological support.
Palliative care Palliative care Palliative care caregiver caregiver,
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 19 Nisan 2021 |
Gönderilme Tarihi | 18 Ocak 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021Cilt: 60 Özel Sayı: 1 (Geriatri) |