Aim: This study aims to determine the quantitative or qualitative changes in emergency psychiatry consultations before and during the COVID-19 pandemic.
Materials and Methods: The socio-demographic characteristics and clinical features of 233 patients were retrospectively collected and analyzed. And their data were compared regarding their emergency psychiatry consultations before (between March 11th, 2019 and March 10th, 2020) and during (between March 11th, 2020 and March 10th, 2021) the spread of COVID-19.
Results: The patients' consultation ratio (psychiatry consultations to total emergency room administrations) increased during the pandemic (0.03% vs 0.07%). Among these patients, the diagnosis of alcohol and substance use disorder (6.1% vs. 16.1%) (p=0.03) increased while the diagnoses of obsessive-compulsive disorder (5.2% vs. 0%) (p=0.01) and bipolar disorder (21.1% vs.
20.5%) (p=0.02) decreased. Hostility among patients during consultation increased (19.1% vs. 30.8%) (p=0.04). Suicidal thoughts decreased (25.2% vs. 14.5%) (p=0.04). Furthermore, voluntary inpatient treatment (20.9%-34.2%) (p=0.02) increased, transfer to another clinic (25.2% vs. 12%) (p=0.01) and outpatient treatment (46.1% vs. 42.7%) (p=0.01) decreased. An increase in oral treatments (10.4% vs.
26.5%) (p=0.02) and a decrease in parenteral treatments (71.3% vs. 54.7%) (p=0.01) were reported.
Conclusion: Our findings confirmed that after COVID-19 spread, clinical features, diagnosis, and treatment modality have changed among emergency psychiatric consultations. Evaluating these
implications may be the first step in improving the healthcare system and reshaping psychiatric approaches according to the new requirements of the new pandemics.
Amaç: Bu çalışmada COVID-19 pandemi öncesi ve COVID-19 sürecinde acil psikiyatri konsültasyonlarındaki nicel veya nitel değişikliklerin belirlenmesi amaçlamaktadır.
Gereç ve Yöntem: 11 Mart 2019 tarihinden önce ve sonraki 1 yıllık süreçte acil servisten psikiyatri konsültasyonu istenmiş olan 233 hastanın sosyodemografik özellikleri ve klinik özellikleri geriye dönük
olarak toplandı ve analiz edildi.
Bulgular: Pandemi sürecinde öncesine göre acil servise başvuran hastalardan psikiyatriye konsulte edilenlerin oranının arttığı saptandı (%0,03'e karşı %0,07). Alkol ve madde kullanım bozukluğu tanısı alan hasta sayısı artarken (%6,1'e karşı %16,1) (p=0,03), obsesif kompulsif bozukluk (%5,2'ye karşı %0) (p=0,01) ve bipolar bozukluk (%21,1'e karşı %20,5) (p=0,02) azaldığı görüldü.Konsülte edilen hastalar arasında hostilitenin arttığı (%19,1'e karşı %30,8) (p=0,04), intihar düşüncelerinin (%25,2'ye karşı %14,5) (p=0,04) azaldığı saptandı. Ayrıca, gönüllü yatarak tedavi (%20,9-%34,2) (p=0,02) oranının arttığı; başka bir kliniğe transfer edilme (%25,2’ye karşı %12) (p=0,01) ve ayakta tedavi oranları (%46,1’e karşı %42,7) (p=0,01) azaldığı görüldü. Oral tedavi oranlarında artış (%10,4'e karşı %26,5) (p=0,02) ve parenteral tedavilerde azalma (%71,3'e karşı %54,7) (p=0,01) izlendi.
Sonuç: Bulgularımız, COVID-19 yayılımından sonra acil psikiyatri konsültasyonları arasında klinik özelliklerin, tanı ve tedavi şeklinin değiştiğini doğruladı. Bu sonuçların değerlendirilmesi sağlık
sistemini iyileştirmenin ve psikiyatrik yaklaşımları yeni pandemilerin yeni taleplerine göre yeniden şekillendirmenin ilk adımı olabilir.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Mart 2023 |
Gönderilme Tarihi | 25 Nisan 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023Cilt: 62 Sayı: 1 |