Objective: Previous studies have shown that umbilical cord morphology and its components affect the pregnancy process, mode of delivery, and outcome. Within the scope of this research, we aimed to elucidate and compare placental histological features and perinatal outcomes in all deliveries with or without umbilical cord anomaly.
Materials & Methods: A total of 1105 females who had a delivery in our institution have been enrolled in this prospective study. Regarding patient groups, 270 cases were in the study group, and 835 cases in the control group. All patients' demographic data, prenatal information, intrapartum information, postpartum information, postpartum period, and newborn follow-up were recorded. After delivery, umbilical cord abnormalities and placenta macroscopic and microscopy results were monitored prospectively.
Results: No placental pathology was detected in the control group, but statistical significance was achieved in the study group, including fetal vascular thrombosis and ectasia pathology and fetal vasculopathy or avascular villi pathology. There was no difference between the study and control groups regarding preeclampsia, ablatio placenta, and intrauterine maternal loss. Intrauterine growth retardation was detected at a higher rate in the study group, and the difference was significant. It was found that the follow-up of the babies of the cases in the neonatal intensive care unit study group was more complicated and required longer treatment.
Conclusion: Gros cord anomalies, fetal vascular ectasia and thrombosis, and fetal thrombotic vasculopathy lead to pathologies associated with placental insufficiency, suggesting that it is an independent risk factor for intrauterine growth retardation.
cord anomaly intrauterine maternal loss intrauterine growth retardation Apgar Score newborn
-
Amaç: Önceki çalışmalar, göbek kordonu morfolojisinin ve bileşenlerinin gebelik sürecini, doğum şeklini ve sonucunu etkilediğini göstermiştir. Bu araştırma kapsamında göbek kordonu anomalisi olan ve olmayan tüm doğumlarda plasentanın histolojik özelliklerin ve perinatal sonuçların aydınlatılması ve karşılaştırılması amaçlandı.
Gereç ve Yöntem: Bu prospektif çalışmaya kurumumuzda doğum yapan toplam 1105 kadın dahil edildi. Hasta gruplarına bakıldığında çalışma grubunda 270, kontrol grubunda 835 olgu yer aldı. Tüm hastaların demografik verileri, prenatal bilgileri, intrapartum bilgileri, postpartum bilgileri, postpartum dönemleri ve yenidoğan izlemleri kaydedildi. Doğumdan sonra göbek kordonu anormallikleri ve plasenta makroskobik ve mikroskopi sonuçları prospektif olarak izlendi.
Bulgular: Kontrol grubunda plasenta patolojisi saptanmadı, ancak çalışma grubunda fetal vasküler tromboz ve ektazi patolojisi ve fetal vaskülopati veya avasküler villus patolojisi gibi istatistiksel anlamlılık sağlandı. Çalışma ve kontrol grupları arasında preeklampsi, plasenta dekolmanı ve intrauterin anne kaybı açısından fark yoktu. Çalışma grubunda intrauterin gelişme geriliği daha yüksek saptandı ve aradaki fark anlamlıydı. Yenidoğanların 1. ve 5. dakika Apgar skorları ve yenidoğan yoğun bakım ünitesinde yatış gerekliliği açısından iki grup arasında fark izlenmedi. Yenidoğan yoğun bakım çalışma grubundaki olguların bebeklerinin takibinin daha komplike olduğu ve daha uzun tedavi gerektirdiği saptandı.
Sonuç: Gros kord anomalileri, fetal vasküler ektazi ve tromboz ve fetal trombotik vaskülopati plasenta yetmezliği ile ilişkili patolojilere yol açarak intrauterin gelişme geriliği için bağımsız bir risk faktörü olduğunu düşündürmektedir.
kordon anomalisi intrauterin anne kaybı intrauterin gelişme geriliği Apgar Skoru yenidoğan
destekleyen kurum bulunmamaktadır
-
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Proje Numarası | - |
Yayımlanma Tarihi | 9 Eylül 2024 |
Gönderilme Tarihi | 9 Temmuz 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024Cilt: 63 Sayı: 3 |