Treatment with tube thoracostomy may fail in children with fibrinopurulent empyema since there are loculations in pleural cavity and/or the pleural fluid is too dense to be easily drained through a chest tube. Thoracoscopic debridment (TD), recently, has been suggested as an alternative therapy in such patients. This study describes our experience with TD at the fibrinopurulent stage of empyema in children. Fourteen children were treated by TD. The patients were aged between 1 and 7 years (mean, 4 years). Ali children had typical clinical and radiological findings of empyema; 4 also had intraparenchymal cavitations and 3 had pneumothorax. Nine children underwent TD as an initial therapy since there are loculations and/or thick pleural fluid on preoperative radiologic investigations. TD was performed in the remaining 5 patients who had persistent empyema despite an initial tube thoracostomy. At the operation, an endoscope was inserted into the pleural cavity, loculi were disrupted, and gelatinous debris was evacuated. The pleural cavity was irrigated with şaline and a chest tube was placed under direct vision. Clinical improvement was observed at 1 to 4 days (mean, 2 days) postoperatively in ali except one patient. Four patients with intraparenchymal cavitations required prolonged tube thoracostomy (mean 16.5 days, range 11 to 21 days) because of bronchopleural fistula and one of them required a second thoracoscopy while the other required thoracotomy for the closure of the fistula. In the remaining 10 patients, chest tubes were removed at 3 to 5 days (mean, 3.4 days) after TD. There were no pleural thickening or lung collapse on chest radiographs in the follow-up. TD is useful for the evacuation of thick debris and results in rapid clinical improvement in children with fibrinopurulent empyema. However, chest tube drainage may prolonge and a second surgical intervention may be required because of bronchopleural fistulas in patients with intraparenchymal cavitations.
Torakoskopik debridman (TD), plevral sıvının lokule veya koyu kıvamda olduğu ve bu nedenle toraks tüpü ile temizlenemediği ampiyem hastalarında uygulanabilecek bir tedavi seçeneği olarak önerilmektedir. Bu çalışmada TD uygulanan çocuklarda tedavinin sonuçları ve yöntem ile ilgili deneyimlerimiz sunulmuştur. Yaş ortalaması 4 (1-7) yıl olan 14 hastaya TD uygulandı. Radyolojik incelemelerde tüm hastalarda ampiyemin tipik bulguları, 4 hastada ek olarak akciğer parankiminde kavitasyonlar ve/veya pnömotoraks saptandı. Radyolojik incelemelerinde loküle ya da koyu plevral sıvı saptanan ya da torasentez ile sıvı alınamayan 9 hastaya ilk tedavi olarak TD uygulandı. Diğer 5 hastaya ise ilk olarak tüp torakostomi yapıldı ancak tedaviye rağmen akciğerin açılmaması ve ampiyemin klinik ve radyolojik bulgularının devam etmesi üzerine TD uygulandı. Operasyonda plevral boşluğa bir endoskop yerleştirilerek, direkt görüş altında septasyonlar parçalandı, plevra koyu sıvı, püy ve fibrinlerden temizlendi ve bol izotonik solüsyon ile yıkandı. Port giriş yerlerinden birinden geçirilen bir toraks tüpü plevral boşluğa yerleştirildi. Drenajın durduğu gün toraks tüpü çekildi. Bir hasta dışında operasyondan ortalama 2 (1-4) gün sonra hastaların klinik bulgularında düzelme gözlendi. Parankimde kavitasyonların olduğu 4 hastada bronkopievral fistüle bağlı olarak uzun süre toraks tüpüne gereksinim oldu (ortalama 16,5, 11-21 gün). Bu hastalardan birinde ikinci kez yapılan torakoskopik girişimle, bir olguda ise torakotomi ile fistülün kapatılması gerekti. Diğer 10 hastada ise TD' dan ortalama 3,4 (3-5) gün sonra toraks tüpleri çekildi. Hastaların hiçbirinde geç dönemde yapılan kontrollerde plevrada kalınlaşma ya da akciğerde kollaps saptanmadı. TD, plevranın fibrin ve püyden temizlenmesini kolaylaştırarak klinik bulgularda hızlı bir düzelme sağlar ve tüp torakostomi süresini kısaltır. Ancak parankimal kavitasyonların olduğu olgularda bronkopievral fistüle bağlı olarak operasyon sonrası tüp torakostomi süresi uzamakta ve ikinci bir girişim olasılığı artmaktadır.
Other ID | JA29AN28EV |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 1, 2002 |
Submission Date | December 1, 2002 |
Published in Issue | Year 2002Volume: 41 Issue: 4 |